30.05.2010

Eb-Ebl-Eble

Saat sesinden korkmaya başladığımı farkettim. O "tik-tak" sesleri sanki bir seri katil, sanki dolgu aleti ya da bir mobilet. Hepsi birbirinden korkunç ne alaka demeyin lütfen. Zaman geçiyor, ben uyuyorum. Sürekli uyuyorum. Hiçbir yere yetişemez oldum, ders çalışamıyorum, konuşamıyorum. "Eblemek" dediğimiz güzel(!) bir durum var, resmen hayatım ondan oluşuyor. Öküz-tren ilişkisi ya da... Doğum günümde gözüm saatte, kulağım saatte korkarak bekledim 00.00 olmasını. Beklediğim gibi oldu ve mesajlar yağdı. Ama bir sıcak kutlu olsun'a hasret kaldım. Hemen koştum canım arkadaşlarıma bereketli pasta yedik de biraz sakinleştim. Yaşlanmışım yok yere. Ne bir kutlama doğru düzgün, ne bir küçük hediye. Resmen önemsenmemişim gibi geldi. [paranoyak Dralaye halleri]
Hayatımın en güzel şeyi Yaşil'e binlerce kere teşekkürler. işte o kadar.

10.05.2010

Kavaklar

Bedenim üşür, yüreğim sızlar.
Ah kavaklar, kavaklar...

Beni hoyrat bir makasla
Eski bir fotoğraftan oydular.

Orda kaldı yanağımın yarısı,
Kendini boşlukla tamamlar.

Omzumda bir kesik el,
Ki durmadan kanar.

Ah kavaklar, kavaklar...
Acı düştü peşime ardımdan ıslık çalar.



...
 

8.05.2010

Arabesk

Seviyorum Seni 

Seviyorum seni ekmeği tuza banıp yer gibi 
Geceleyin ateşler içinde uyanarak 
Ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi, 
Ağır posta paketini, neyin nesi belirsiz, 
Telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi. 
Seviyorum seni denizi ilk defa uçakla geçer gibi. 
İstanbul'da yumuşacık kararırken ortalık 
İçimde kımıldanan birşeyler gibi 
Seviyorum seni 'yaşıyoruz çok şükür' der gibi. 

Nazım Hikmet Ran

İşte öylece seviyorum sizi. Acı verici de olsa...