29.09.2010

Suskundu gece...


Susuyorum. Artık ne kadar geçti üzerinden bilebilmiyorum. Kulaklarım kendi sesime hasret kalmış sanki. Yabancılaşıyorum kendime ve uzaklaştırıyorum sizi.


Telefonun ucunda aşk sesleri gelirken ağladığımı bilemezsiniz. Gece fısıldadığınız dertlerinizde yaralarım var. "Nasılsın?" diye sorarsanız yalan söylemem. Gülümser ve "yeani işte" derim sadece. 


Siz beni bilmezsiniz. Anlayamazsınız nasıl bir yoldan geçtiğimi, bir kadeh şaraba, bir dost omza hasret olduğumu. Doğum günümde beni ağlattığınızda kaybettiniz haklarınızı teker teker. Bir tek karım kaldı işte o da yeni geldi.


İnadına gülümsüyorum ama. Bu hayat beni yıkmak istese de bu izni vermeyeceğim ona. Yoruldum, dayanabilirim, derdim var, susabilirim, canım yanar, sevmeye çalışabilirim...


Teker teker topladım kendimi ve kalktım uzulca yanınızdan. Bazılarınız fark etmediniz bile. 


Kiminiz dikkatsiz laflarınızla kalbimi tekrar tekrar kırdınız, bir şey demedim. Kiminizin yüzüne bakmak bile canımı yakıyor. Kimizin beni tahmin edemeyeceğiniz kadar hayal kırıklığına uğrattınız. Kiminizi herşeyden çok seviyorum ve sırf bu yüzden uzak tutuyorum kendimden. 


Kiminizin aşk acısı var, kiminiz gittiniz. Kiminizin dost acısı var, kiminiz sustunuz. Kiminizle aramda asla açıklayamayacağım şeyler var, kiminiz baktınız ama göremediniz.


Kiminizse ısrarla sordunuz. Korktum tekrar konuşmaktan. Belki de ondandır unutmalarım, kaçışlarım, geçiştirmelerim...

Hiç yorum yok: