İspanyol ezgilenin sardığı vücuduna bakar Kadın. Gözleri kapalı, kaç zamandır dans ettiğini bilmez. Bir tür trans halinde. Küçücük odası mumlarla dolu. Bir sürü kırmızı kasenin içinde üçer tane mum. Kadın, Erkek ve Aşk için. Mumlardan biri her zaman önce söner ve kalanlar da yarım yamalak birbirine karışır.
Hayali topuklu ayakkabıları ayaklarında Kadın'ın, Kan kırmızısı. Bilirsiniz kardeştir Kadın ve Kan. Sessizce keser ayak bileklerini, istediği kırmızılığa ulaşıncaya kadar.
Diğer tüm dostları bir rakı kokusu kadar uzakken, çalmaz telofon. Bir başkası kadar olamamıştır hiçbir zaman Kadın onlar için. Kırmızıya güvenen bir avuç insan ve onlara günenen bir Kadın.
Yıllardır üşenmeden biriktirdiği gülleri teker teker ezer ayaklarının altında. Odayı Yasmin Levy'nin büyülü sesi doldurur. Kadın'dan önce söyler hep o zaten söylenmesi gerekenleri, "me voy..."
Dikenler batar ayaklarına, kuru bordo güller kızarır Kan'da. Kan ölümden çok doğumdur Kadın için. "Ölmek için doğmak gerekir" diyenlere inat "doğmak için ölmek gerekir" diye haykırır.
Onu ancak Kan anlar çünkü Ka(dı)n aslında içten içe hep Kan(dı).
2 yorum:
Ben olsam finalde zaman kipini farklı kullanırdım:
"Onu ancak kan anlarDI çünkü kadın aslına içten içe hep kanDI."
ritmi oluyor.
Bi de bu kadın birkaç yönden bana benzemiş. Rakılar, kırmızı topuklular:)
bu kadar ayrıntı düşünemediğim için asla iyi bi yazar olamicam ne yazık ki ama eleştri güzel dikkat ederim bi dahakine=)
biz kadınlar hep biraz benzemez miyiz zaten birbirimize.
Yorum Gönder