16.01.2011

İstanbul'un kalbi İstiklâl Caddesi'nde atar




İstiklâl hakkında ne söylesem az kalacak, ne söylesem eksik.


Bir ömür methiyeler mi düzmeli sana ya da kendimizi kaldırımlarına, ara sokaklarına bırakıp "al beni" mi demeli? Nasıl daha fazla senin olmalı, nasıl seni anlatmalı? 




İstanbullular için bir liman, olmayanlar için de bir hayal olarak kalmaya devam mı etmelisin yoksa?




Ben bu sefer senin içindeki insanların çeşitliliğinden, özgürlüğünden bahsetmeyeceğim. Ben seninle bir gün geçireceğim. En başından sonuna kadar neler yapmasam eksik geçer günüm.








Girmeden önce şöyle derin bir nefes almak lazım. İçin kalabalık, için dert dolu insan dolu. Yolumuz uzun ve yorucu.








Önce Kızılkayalar'dan iki ıslak çekelim kendimize. Yürümeye başlamadan enerji verir. Hadi hadi aç olmasak bile dayanamaz yine yeriz, kandırmayalım kendimizi.






Önce tramvaya binelim. Tünel'den dönerken daha güzel gezilirsin sen.






Tünel'in nispeten daha az olan kalabalığına dalalım. Müzik marketlere girip çıkmak, satıcılarla sohbet etmek, karakalem posterlerden almak lazım. Bir de oturup çay içtik mi tamamız.


Eminim şimdi yukarı çıkarken bir kaç sokak müzisyeni vardır. Ne kadar yetenekli insan varsa zaten enstrümanını alır koşar sana, oturur bir köşe başına.




Galatasaray'a gelince bir kez daha bakarım o heybetli kapıya. Ne de güzeldir günün her saati.






Pasajlarını gezmek istedi canım. Hangi birine girsem bilemedim. Aznavur mu desem?






Halep mi?




Atlas mı?




Acaba inci'den bir profiterol mü yesem? Biliyorum en güzel orada yapılıyor.




Tadını damağımda bırakan bir tatlıdan sonra aslında birkaç kadeh bir şeyler içmek istedi canım. Ama karar veremiyorum hangi sokakta bulsam kendimi.


Nevizade rakı ister.




.
Çiçek pasajı fasıl.





Küçük Beyoğlu kokteyl.






Oysa ben bugün şarap havamdayım. Ver elini Asmalı Mescit o zaman.






İçkimi de içtikten sonra meydana gelir efkarlanırım. Sen neler gördün be kardeşim, sevgilim, parçam İstiklâl.

Gün geldi nefes gibi slogan attılar içinde. Kan gördün, Polis gördün, ölüm gördün.







Gün geldi, renge bulandı için. Aşk doldun, farklılık doldun.








Son kez bakarım sana ve aklımdan geçer: Sen İstanbullular için hâlâ bir liman, olmayanlar için hâlâ bir hayalsin...

10 yorum:

Adsız dedi ki...

mükemmel mi yazmış birileri ne.. aldı götürdü beni bu yazı

dralaye dedi ki...

alsın getirsin inşallah

deeptone dedi ki...

mükemmel bir yazı. bence de türkiyenin en güzel özel yeri istiklal.

ve bence türkiyenin, istanbulun ve hatta dünyanın merkezi galatasarayın önündeki meydan.

inci kapanıyor yakında.

dralaye dedi ki...

inci nasıl kapanıyor???

deeptone dedi ki...

bina satıldı. kapanacak.

dralaye dedi ki...

üzüldüm hatta içim yandı

Unknown dedi ki...

güzel olmuş ama, BİİİİR SÜRÜ şeyden sadece "kan" ve "farklılık" mı görmüş yani istiklal? :)

dralaye dedi ki...

ne bileyim bir sürü şey vardı zaten daha beyoğlu çikolatacısına uğramadım, terkosa girmedim, anıtta fotoğraf çekmedim.

aklıma ne geldiyse bugün benim için o kadar İstiklâl.

CherrybLossomgirL dedi ki...

harika yazmışsın ama lanet olası bu yeri ben pek sevemiyorum beeee :( sırf gürültü , sırf taciz , sırf ayyaş. hele gece ilerlemişse tenhalaşmışsa , vay haline

ama mesela gündüz -haftaiçi uğra oraya canımı yeee bak

femlemne dedi ki...

god damn it :) şahane ötesi olmuş bu hatuncum yaa öperim ellerinden